Gezegenimizde her akşam karanlığında başlayan bir gizem yaşanır. Okyanusun derinliklerinde, zooplankton ve mikroskobik deniz organizmaları, karanlık çöktüğünde yüzeye çıkar, beslenir ve gün doğumuyla tekrar derinliklere döner. Bu devasa göç, her yıl atmosfere salınan milyonlarca ton karbonun okyanus tabanına taşınmasını sağlar. Ancak dünya ısındıkça bu doğal süreçlerin bozulabileceğine dair endişeler artıyor.
Dünya’nın Karbon Döngüsüne Müdahale Eden Isınma
Okyanuslarda ve karasal ekosistemlerde meydana gelen bu süreçler, gezegenin iklimini düzenlemeye yardımcı olur. Dünya’nın ormanları, toprakları ve denizleri, insan kaynaklı karbon emisyonlarının yarısını emer. Ancak 2023 yılı, küresel sıcaklık rekorları kırıldıkça, bu döngülerin tehlikeye girdiği bir yıl olarak kaydedildi.
Uluslararası bir araştırma ekibinin 2023 yılında elde ettiği bulgulara göre, karadaki karbon emilimi dramatik bir düşüş yaşadı. Ormanlar ve toprak, karbon depolama kapasitelerini kaybetme noktasına geldi. Bilim insanları, bu süreçlerin bozulmasının yalnızca geçici olmasını umuyor; ancak bu, doğanın iklim krizine karşı kırılgan olduğunu da açıkça gösteriyor.
Okyanuslar da Sinyal Veriyor
Denizde ise başka bir sorun kendini gösteriyor: Grönland ve Arktik buzullarının beklenenden daha hızlı erimesi, Körfez Akıntısı’nı etkiliyor ve okyanusların karbon emme hızını yavaşlatıyor. Yosunlarla beslenen zooplankton, eriyen buzullar nedeniyle daha fazla güneş ışığına maruz kalıyor, bu da onların okyanusun derinliklerine geri dönüşünü ve karbonu depolamalarını engelliyor. Bu durum, okyanusların doğal karbon havuzu rolünü tehlikeye sokabilir.
Orman Yangınları ve Ekosistemlerin Kırılganlığı
Karasal ekosistemler de benzer şekilde kırılganlık sinyalleri veriyor. 2023’te Kanada'da çıkan orman yangınları, ABD'nin altı aylık fosil yakıt emisyonuna eşdeğer karbon salımına neden oldu. Rusya ve Kuzey Amerika’da iklim krizine bağlı böcek salgınları ve orman yangınları da karbon emilim kapasitesini azalttı.
Kongo Havzası dışındaki tropikal ormanlar da artık karbon yutağı olmaktan çıkıyor. Amazon Ormanları, tarım ve ormansızlaşma nedeniyle rekor kuraklıklarla boğuşuyor ve net bir karbon emisyon kaynağına dönüşüyor. Güneydoğu Asya’da tropikal yağmur ormanları benzer şekilde net emisyon kaynağı haline gelmiş durumda.
Geleceğe Dair Korkutucu Senaryolar
Bilim insanlarının en büyük endişesi, bu tür bozulmaların, modellerin tahmin ettiğinden çok daha hızlı gerçekleşmesi. Eğer doğal karbon havuzları çökerse, küresel ısınma daha hızlı ilerleyebilir ve iklim hedeflerine ulaşmak çok daha zor hale gelir. Şu anda, gezegenin en büyük karbon yutakları olan okyanuslar ve ormanlar olmadan, net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak imkânsız.
Sonuç olarak, doğanın karbon döngüsündeki zayıflamalar, atmosferdeki karbon seviyelerini artırıyor. Bu durum, insan faaliyetlerinin doğaya olan etkisinin boyutunu gözler önüne seriyor. Bilim insanları, doğanın karbon emme kapasitesine olan güvenimizi yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini vurguluyor. Gezegenimizin iklimini dengeleyen bu hassas döngüler bozulmaya devam ederse, iklim değişikliğiyle mücadelede çok daha büyük zorluklarla karşı karşıya kalabiliriz.
Comments