G20 Ülkeleri İklim Krizine Karşı Geri Adım Atıyor mu?

Geçen yıl COP28 iklim zirvesinde verilen fosil yakıtlardan uzaklaşma sözü, dünya çapında çevreciler ve iklim aktivistleri tarafından büyük bir adım olarak görülmüştü. Ancak, G20 ülkelerinin bu taahhütten geri adım attığına dair endişeler artıyor. Bu makale, G20'nin bu konudaki tutum değişikliğini ve bu durumun olası sonuçlarını ele alıyor.

G20 Toplantısında Çıkmaz

ABD, İngiltere, Çin ve Hindistan gibi büyük ekonomilerin de dahil olduğu G20 ülkeleri, küresel iklim krizine karşı atılacak adımları görüşmek üzere Rio de Janeiro'da bir araya geldi. Ancak, toplantıda ele alınan taslak bildiride, fosil yakıtlardan uzaklaşma taahhüdüne açık bir atıfta bulunulmaması dikkat çekti. Kampanyacılar, bu durumun ciddi bir geri adım olduğunu ve taahhüdün tekrar gündeme getirilmesi gerektiğini savunuyor.

COP28'de üzerinde uzlaşılan "fosil yakıtlardan uzaklaşma" taahhüdü, daha önceki anlaşmalardan farklı olarak, iklim krizinin kökeni olan fosil yakıtların ismen ele alınmasını içeriyordu. Ancak, bu taahhüt, özellikle bazı petrol üreten ülkeler tarafından zayıf olarak değerlendirilmiş ve dirençle karşılanmıştı.

Son Taslak ve Tepkiler

G20'nin iklim değişikliğiyle mücadele taslağında yer alan 5. paragraf, başlangıçta taahhüdü açıkça yineliyordu. Ancak, son taslakta bu ifade yer almıyor. Bunun yerine, COP28 sonuçlarına atıfta bulunarak, "sıfır ve düşük emisyonlu teknolojiler" ve "yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma" gibi hedeflere odaklanılıyor.

Brezilya merkezli bir iklim politikası uzmanı olan Stela Herschmann, bu gelişmeye yönelik endişelerini dile getirdi. Herschmann, "Fosil yakıtları ve bunların aşamalı olarak terk edilmesi gerektiğini açıkça belirtmeye karşı bir direnç var. Ancak, bu sorunun kökenine inmeden küresel ısınmayı sınırlama şansı yok" dedi.

Sonuç ve Geleceğe Dair Beklentiler

G20 ülkelerinin, iklim krizi karşısında fosil yakıtları terk etme konusundaki sorumluluklarını yerine getirmemesi, kampanyacılar tarafından büyük bir hayal kırıklığı olarak değerlendiriliyor. İklim Eylem Ağı'ndan Shreeshan Venkatesh, "İklim etkileri giderek artıyor ve kolektif hareketsizliğimizin maliyeti de yükseliyor. Ancak, finansman yanlış yönde akmaya devam ediyor ve bu da iklim krizini daha da şiddetlendiriyor" diye belirtti.

G20 liderleri, Kasım ayında bir araya gelecek ve bu toplantıda Ukrayna, Rusya ve İsrail-Gazze çatışmaları gibi jeopolitik konuların yanı sıra iklim krizine yönelik adımlar da ele alınacak. Aynı zamanda, Azerbaycan’ın başkenti Bakü'de COP29 iklim zirvesi gerçekleşecek. 2025 yılında ise Brezilya'nın Amazon bölgesinde, Belém'de düzenlenecek COP30, iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir öneme sahip olacak.

Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva, ekonomik adalet konusuna güçlü bir vurgu yaparak G20 başkanlığında bu temayı öne çıkarıyor. G20'nin bu önemli süreçte alacağı kararlar, sadece küresel iklim politikalarını değil, aynı zamanda dünya ekonomisinin geleceğini de şekillendirecek.