top of page

Gebze Son Olmayacak: Katliama Tepkiler Büyüyor


Gebze Son Olmayacak: Katliama Tepkiler Büyüyor

Gebze’de yaşanan ve aralarında yavruların da bulunduğu 43 kedi ve köpeğin zehirlenerek öldürülmesi, hayvan hakları savunucuları ve kamuoyu tarafından büyük bir öfke ve üzüntüyle karşılandı. Bu vahşetin, hayvanların korunması gereken bir barınakta gerçekleşmesi, sadece bu tür olayların ne kadar korkutucu bir boyuta ulaştığını değil, aynı zamanda sorumluluklarını yerine getirmeyen yetkililere karşı toplumun güveninin sarsıldığını da gözler önüne seriyor.


Sokak hayvanlarının korunması için var olan barınaklar, maalesef Gebze’de olduğu gibi bazen hayvanlar için ölüm merkezlerine dönüşebiliyor. Gebze Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi’nde gerçekleştirilen bu katliam, barınağın işlevini tamamen tersine çevirip, canlara kıymak için kullanıldığı bir yer haline getirilmesinin acı bir örneği oldu.


Hayvan Hakları Mücadelesi ve Kanunlar


Hayvan hakları savunucuları ve yaşamdan yana olan topluluklar, olayın hemen ardından sosyal medyada ve sahada tepkilerini dile getirmeye başladılar. Özellikle HAYTAP (Hayvan Hakları Federasyonu) gibi kuruluşlar, yaşanan bu katliamın sorumlularının cezalandırılması ve ilgili barınağın kapatılması için hukuk mücadelesi başlattı. Hukukçular tarafından yapılan suç duyuruları, bu olayın örtbas edilmemesi için önemli bir adım oldu. Bununla birlikte, savunucular, Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılması planlanan değişikliklerin geri çekilmesini talep ederek, bu yasanın mevcut haliyle hayvanların korunması yerine katliamlarına zemin hazırladığını vurguladılar.


Son yıllarda Türkiye'de hayvan haklarına dair çeşitli yasa tasarıları gündeme getirildi. Ancak bu yasal düzenlemeler, çoğu zaman hayvanların gerçekten korunması yerine, onları hedef gösteren ve daha fazla şiddetin önünü açan sonuçlara yol açabiliyor. Gebze'deki bu vahşet de, yasal düzenlemelerin hayvan haklarını korumak yerine nasıl bir felakete dönüşebileceğini bir kez daha gösterdi.


Tepkilerin Büyüklüğü ve Kamuoyunun Gücü


Sosyal medya bu olayda önemli bir platform haline geldi. Yüz binlerce insan, vahşi katliamın ardından tepkilerini sosyal medya üzerinden dile getirdi. "Gebze’de Katliam Var" etiketi altında binlerce mesaj paylaşıldı, siyasetçiler, sanatçılar, hayvan hakları savunucuları ve sivil toplum örgütleri bu olaya karşı birlik oldu. Özellikle milletvekilleri ve hukukçular, olay yerinde bulunarak, yargı sürecinin hızlanması ve adaletin sağlanması için mücadele ediyor.


Milletvekili Sera Kadıgil, Gebze Savcılığı’na ve diğer kamu kurumlarına çağrıda bulunarak, delillerin karartılmaması gerektiğini vurguladı ve katillerin bir an önce yargı önüne çıkarılması gerektiğinin altını çizdi. Benzer şekilde, Kuzey Ormanları Savunması ve Yaşatacağız Platformu gibi aktivist gruplar da hem sosyal medyada hem de sahada aktif olarak bu vahşeti durdurmak için harekete geçti.

Bu olay, sadece hayvan haklarıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda toplumun vicdanını sarsan bir durum haline geldi. Katledilen hayvanların poşetler içinde çöpe atılması, birçok kişi için hayvanların hayatına ne kadar az değer verildiğini ve insanlık dışı bir muameleye maruz kaldığını açıkça ortaya koydu.


Hayvanlara Yönelik Şiddet İnsanlığa Yönelik Şiddeti de Tetikliyor


Hayvanlara yönelik şiddetin, insanlara yönelik şiddetin bir göstergesi olduğu gerçeği, bilimsel araştırmalarla da desteklenmiş bir gerçek. Gebze’de yaşanan bu katliam, toplumda genel bir şiddet ve merhamet eksikliğini gözler önüne seriyor. Ozan Gündoğdu’nun da belirttiği gibi, hayvanlara karşı uygulanan şiddeti olağan karşılamak, kadınlara, çocuklara ve insanlara yönelik şiddeti de meşrulaştırmak anlamına geliyor. Hayvan hakları mücadelesi, bu nedenle, insan haklarıyla doğrudan bağlantılı bir mücadeledir. Şiddetin her türlüsüne karşı durmak, hem hayvanları hem de insanları koruma sorumluluğumuzu artırıyor.


Yasanın Değişmesi Talebi


Hayvan hakları savunucularının en büyük taleplerinden biri, Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılacak olan değişikliğin geri çekilmesidir. Bu yasa değişikliği, belediyelere sokak hayvanlarını öldürme yetkisi veren düzenlemeler içeriyor ve Gebze'deki katliamın bu yasanın bir sonucu olduğu düşünülüyor. Aktivistler, bu yasanın hayata geçmesi halinde sokak hayvanlarının her an bir tehdit olarak görülüp, kolayca katledilebileceğinden korkuyorlar. Bu tür yasa değişiklikleri, hayvanları koruma amacından çok, onları yok etmenin bir aracı haline dönüşüyor.

Hayvanların yaşam hakkı, insanın doğaya ve hayvanlara karşı olan sorumluluğunun bir parçasıdır. Bu hak, kanunlarla da güvence altına alınmalıdır. Ancak yasaların hayvanları koruyacağına dair güvenin sarsılması, Gebze'deki katliam gibi trajik olayların önünü açıyor.


Adalet ve Vicdan Çağrısı


Gebze’deki bu katliam, sadece hayvanlara karşı değil, tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Hayvanların yaşam hakkına yönelik bu acımasız saldırı, toplumsal vicdanı harekete geçirmiş durumda. Yasanın geri çekilmesi ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması, bu vahşetin bir daha tekrarlanmaması için atılması gereken en acil adımlardır. Ancak gerçek çözüm, hayvan haklarına yönelik bilinçli bir toplumsal dönüşüm ve vicdanlı bir yasama süreci ile mümkündür.

コメント

5つ星のうち0と評価されています。
まだ評価がありません

評価を追加
Sosyal Medya'dan takip et
  • Facebook
  • Instagram
  • X
ekolojikevim (1).png
Düşüncelerini Paylaş

​Email : info@ekolojikevim.com.tr

​​​

Haber Bültenimize Abone Olun • Kaçırmayın!

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz!

bottom of page