Bilim insanlarının ve liderlerin yıllardır üzerinde tartıştığı santigrat derecelik küresel ısınma sınırı, artık erişilmesi kaçınılmaz bir gerçek haline geliyor. Bu sınır, Paris İklim Anlaşması’nda belirlenen hedeflerin sembolüydü. Ancak 2024, bu kritik eşiğin ilk kez aşılacağı yıl olabilir. Peki bu ne anlama geliyor ve gezegenimiz için sonuçları neler olabilir?
Bilim İnsanlarının Tahminleri: Bir Rekor Daha
Küresel sıcaklıkları izleyen beş büyük araştırma grubunun üçü, 2024 yılının, sanayi öncesi döneme göre 1,5 santigrat derece daha sıcak olacağını öngörüyor. Bu, geçen yıl belirlenen sıcaklık rekorunu kırmakla kalmayıp, aynı zamanda insanlık tarihinde en sıcak yıl olma unvanını da kazanabilir. İklim bilimciler, sıcaklıkların sadece El Niño gibi doğal olaylarla değil, fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan emisyonlarla da hızlandığını belirtiyor.
Zeke Hausfather, bu durumun artık "bir çividen daha ölü" olan 1,5 derece hedefini imkânsız hale getirdiğini söylüyor. "Harekete geçmek için çok uzun süre bekledik ve şimdi bu sınırı hızla aşıyoruz," diyen Hausfather, 2024’ün küresel iklim krizi tarihinde sembolik bir yıl olacağını vurguluyor.
1,5 Dereceyi Aşmak Ne Anlama Geliyor?
Bir yıl boyunca 1,5 derece sınırını aşmak, Paris Anlaşması’nın ihlali anlamına gelmese de, bu hedefin giderek gerçekçi olmaktan uzaklaştığını gösteriyor. Ada devletleri gibi düşük rakımlı bölgeler için bu sınır hayati bir eşik anlamına geliyor; zira deniz seviyelerinin yükselmesiyle bu ülkeler tamamen yok olma riskiyle karşı karşıya kalabilir.
Bu durum aynı zamanda iklim krizinin geri dönülemez etkilerini tetikleyebilecek eşik noktalarını da beraberinde getiriyor. Örneğin, Amazon yağmur ormanlarının savanaya dönüşmesi, kutup buzullarının erimesi ve permafrostun çözülmesi, küresel karbon salımını daha da artırabilir.
İngiltere Meteoroloji Ofisi’nden Grahame Madge, “1,5 derece uçurumun kenarında olmak anlamına gelmese de, bu sınırı aştıkça eşik noktalarına daha da yaklaşıyoruz,” diyor. Bu eşik noktaları, insanlık için önceden tahmin edilemez sonuçlar doğurabilir.
Gelecek için Umut Var mı?
Bazı bilim insanları, Paris Anlaşması öncesi öngörülen 4°C’lik sıcaklık artışının artık daha düşük seviyelere çekildiğini vurguluyor. Ucuz ve bol temiz enerjinin yükselişi, fosil yakıt talebinde zirveye yaklaşılması gibi gelişmeler, karamsar tabloya rağmen umut ışığı sunuyor.
Ancak mevcut ulusal taahhütler yerine getirilse bile dünya, 2,7°C’lik bir sıcaklık artışına doğru ilerliyor. Climate Action Tracker’dan Sofia Gonzales-Zuñiga, “Eğriyi bükmekte açıkça başarısız oluyoruz,” diyerek dünya liderlerini daha cesur ve hızlı hareket etmeye çağırıyor.
Her Ondalık Derece İçin Mücadele
1,5 santigrat derecenin artık ulaşılabilir bir hedef olmaktan çıkması, her şeyin sona erdiği anlamına gelmiyor. Bilim insanları, sıcaklık artışını her ondalık derecede sınırlamanın hayati önem taşıdığını vurguluyor. Çünkü 1,6°C’lik bir artış, 1,7°C’den; 2°C ise 2,5°C’den daha az yıkıcı olacaktır.
Hausfather’ın söylediği gibi: "Her ondalık derecenin önemi var. İklim sistemini milyonlarca yıl içinde olduğu yerden ne kadar uzaklaştırırsak, riskler o kadar büyüyecek. Ama hala mücadele etmeye değer."
Bugün atılacak adımlar, yarının dünyasını şekillendirecek.
Comments