Tükenmişlik Sendromu: Bardağınız Boşaldığında Ne Yapmalı?
- Zeynep Derin Köseoğlu
- 1 gün önce
- 3 dakikada okunur

Kendinizi sürekli yorgun mu hissediyorsunuz? Yaptığınız işe karşı motivasyonunuzu kaybettiniz mi? Küçük şeyler bile sizi sinirlendiriyor ve her sorumluluk bir yük gibi mi geliyor? Eğer bu sorulara cevabınız evetse, muhtemelen "bardağınızın boşaldığı" o noktadasınız: Tükenmişlik yaşıyorsunuz. Özellikle başkalarına hizmet eden, liderlik eden veya yoğun tempoda çalışan pek çok kişi zaman zaman bu durumu deneyimler.
Peki, bu tükenmişlik hissiyle nasıl başa çıkılır? Sadece dişinizi sıkmak veya olumlu düşünmeye çalışmak yeterli mi? Hayır. Bu yazıda, tükenmişliğin işaretlerini tanımayı, kendinize nasıl şefkat göstereceğinizi ve bardağınızı yeniden doldurup hayata daha enerjik devam etmenin pratik yollarını keşfedeceğiz.
Tükenmişliğin İşaretleri: Bardağınızın Boşaldığını Nasıl Anlarsınız?
Tükenmişlikle mücadele etmenin ilk adımı, durumu fark etmektir. Kendinize karşı dürüst olun ve aşağıdaki işaretlere dikkat edin:
Fiziksel ve Zihinsel Yorgunluk: Sürekli bitkin ve enerjisiz hissetme.
Motivasyon Kaybı: Hiçbir şey yapmak istememe, işe veya hobilere karşı ilgi kaybı.
Artan Sinirlilik: İnsanlara ve olaylara karşı normalden daha tahammülsüz ve kolay sinirlenir olma.
Her Şeyin Yük Gibi Gelmesi: En basit görevlerin bile gözünüzde büyümesi.
Kızgınlık ve Kırgınlık: Başkalarıyla ilgilenmek veya sorumluluk almak zorunda olmaktan dolayı içten içe kızgınlık veya kırgınlık hissetme.
İlgisizlik: Normalde önem verdiğiniz şeylere karşı kayıtsızlık.
Bu duyguları hissetmek son derece insanidir ve yanlış değildir. Yoğun çaba sarf etmenin, çok fazla sorumluluk almanın doğal bir sonucudur. Önemli olan bu işaretleri görmezden gelmemektir.

İlk Yardım: Kendine Şefkat ve Dinlenme Molası
Tükenmiş hissettiğinizde vücudunuz ve zihniniz aslında "hırpalanmış" ve hassas bir durumdadır. Bu noktada kendinizi daha fazla zorlamak veya tamamen pes etmek yerine, kendinize özen göstermeniz gerekir:
Duygularınızı Kabul Edin: Nasıl hissettiğinizi fark edin ve yargılamayın. Yorgun, sinirli veya ilgisiz hissetmenin normal olduğunu kabul edin. Kendinize "Şu an böyle hissetmem normal ve bu önemli," deyin.
Kendinize Sorun: Neye İhtiyacım Var?: İçinizdeki o hassas, yorgun tarafın neye ihtiyacı olduğunu sorun. Biraz dinlenmeye mi? Sessizliğe mi? Derin bir nefese mi? Yoksa sadece biraz şefkate mi?
Mola Verin ve Alan Yaratın: Mümkünse, bazı sorumlulukları erteleyin, toplantıları yeniden planlayın veya kendinize kısa bir izin verin. Fiziksel ve zihinsel olarak dinlenmek için kendinize alan yaratın.
Rahatlatıcı Aktiviteler: Size neyin iyi geldiğini düşünün. Sıcak bir duş, güzel bir fincan çay, sevdiğiniz bir film, kitap okumak, kısa bir şekerleme yapmak, doğada yürüyüşe çıkmak, sevdiklerinizle sarılmak veya sadece hiçbir şey yapmamak... Sizi rahatlatan ve yenileyen aktivitelere yönelin.

Bardağı Yeniden Doldurmak: Kalbi Açan Küçük Adımlar
Kendinize ilk yardımı yaptıktan ve biraz dinlendikten sonra, enerjinizi ve motivasyonunuzu yeniden kazanmak için adımlar atabilirsiniz. Ancak bu, kendinizi zorlamanız gerektiği anlamına gelmez. Kalbinizin yeniden açılması ve ilhamla dolması için doğru koşulları yaratmanız gerekir:
Küçük Dozlar Prensibi: Her şeyi bir anda yapmaya çalışmayın. Kendinize iyi bakmak ve kalbinizi açmak için küçük, yönetilebilir adımlar atın. Hangi aktivitenin o an size iyi geleceğini hissediyorsanız onu yapın.
Kalp Açıcı Pratikler:
Minnettarlık: Her gün birkaç dakikanızı ayırıp şükran duyduğunuz 3 küçük şeyi düşünün veya yazın.
Hayret Duygusu: Doğada yürüyüşe çıkın ve etrafınızdaki güzelliklere (bir çiçek, gökyüzü, bir ağaç) bilinçli olarak odaklanın, hayranlık duymaya çalışın.
Sevgi ve Bağlantı: Önemsediğiniz birine kısa bir sevgi mesajı gönderin veya onu arayın. Sevdiklerinizle kaliteli zaman geçirin.
Neşe ve Oyun: Kendinize eğlenmenize izin verin! Dans edin, sevdiğiniz bir oyunu oynayın, hobilerinize zaman ayırın.
Şefkat: Başkalarının (veya kendinizin) yaşadığı zorluklara karşı kalbinizde şefkat uyandırmaya çalışın.
Zorlamayın: Bu aktiviteleri bir görev gibi görmeyin. Kendinizi hazır ve istekli hissettiğinizde yapın. Amaç, kendinize nazik davranmaktır.
Tükenmişlik hissi, modern yaşamın kaçınılmaz bir parçası gibi görünse de, yönetilebilir bir durumdur. Bardağınızın boşaldığını fark etmek, kendinize şefkatle yaklaşmak, dinlenmek için alan yaratmak ve kalbinizi yeniden açacak küçük adımlar atmak, enerjinizi ve yaşama sevincinizi geri kazanmanın anahtarlarıdır. Kendinizi zorlamak yerine, ihtiyaçlarınıza kulak verin ve bardağınızı yavaş yavaş, sevgiyle doldurun. Unutmayın, kendinize iyi bakmak, başkalarına daha iyi hizmet etmenin de ön koşuludur.
Zeynep Derin Köseoğlu
İletişim: zeynepkoseoglu@ekolojikevim.com.tr
Comments