
Isınan Kış, Kuraklık Endişesi: Türkiye Alarm Veriyor
Küresel iklim değişikliğinin etkileri giderek daha belirgin hale gelirken, Türkiye'de de alarm zilleri çalmaya başladı. Son verilere göre, Aralık 2024 - Şubat 2025 dönemi, kayıtlara geçen en sıcak ikinci kış olarak kayıtlara geçti. Bu durum, kuraklık riskini artırarak su kaynakları ve tarım için ciddi tehdit oluşturuyor.
En Sıcak İkinci Kış: Rekora Yakın Sıcaklıklar
Avrupa Birliği'ne (AB) bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi'nin verilerine göre, geçen şubat ayında küresel ortalama hava sıcaklığı 13,36 derece ile 1991-2020 ortalamasının 0,63 derece
üzerine çıktı. Aralık 2024 - Şubat 2025 döneminde ise ortalama sıcaklık, 1991-2020 ortalamasının 0,71 derece üzerinde ölçüldü. Bu değer, rekorun kırıldığı geçen kıştan yalnızca 0,05 derece daha düşük olmasıyla dikkat çekiyor.
Sanayi Öncesi Dönemin Çok Üzerinde: 1,5 Derece Eşiği Aşıldı
Şubat ayındaki sıcaklık, sanayi öncesi dönem olarak kabul edilen 1850-1900 yılları arasındaki ortalamanın 1,59 derece üzerine çıktı. Ayrıca, son 20 ayın 19'unda küresel ortalama hava sıcaklığı sanayi öncesi dönemin 1,5 derece üzerinde seyretti. Bu durum, iklim değişikliğinin etkilerinin ne kadar hızlı ve şiddetli bir şekilde arttığını gözler önüne seriyor.
Küresel Isınmanın Korkutucu Yüzü
İklim bilimciler, 1940-2024 yıllarını kapsayan küresel günlük sıcaklık değişimlerini grafik ve video haline getirdi. Çalışmada, son birkaç yıllık sıcaklıkların anormal yüksekliğe ulaştığı, 2023 ve 2024'te günlerin büyük çoğunluğunda sıcaklığın sanayi öncesi dönemin 1,5 derece üzerinde seyrettiği belirlendi.

2024 Olağanüstü Yüksek Hava Sıcaklıklarına Sahne Oldu
Uzmanlar, küresel ortalama yüzey sıcaklıklarındaki artışın dünyanın önemli bölümünde devam ettiğini söyledi. Kara ve deniz yüzeyi sıcaklıklarında 2023'te olduğu gibi geçen yıl da normallerinden daha sıcak koşulların egemen olduğunu belirten uzmanlar, 2024'ün küresel ortalama yüzey sıcaklıkları açısından sanayi öncesi döneme kıyasla en sıcak ve Paris Anlaşması'na göre 1,5 derece küresel ısınma eşiğinin aşıldığı ilk yıl olduğunu ifade etti.
Türkiye'de Kış Mevsimi Normallerin Üzerinde
Türkiye'de kış mevsiminin normallerine göre yaklaşık 0 ila 2-2,5 derece daha sıcak geçtiği bilgisini veren uzmanlar, sıcak yaz mevsiminin ardından kurak ve sıcak sonbahar yaşandığını hatırlattı. Aralıkta görece daha yağışlı ve soğuk koşullar yaşansa da ülkenin büyük bir bölümü uzun süreli kuraklıktan kurtulamadı.

Yeni Bir Kuraklık Dönemi Kapıda!
Uzmanlar, şu ana kadarki durum göz önüne alındığında 2025'in, 2023 ve 2024 gibi en sıcak yıl olma ihtimalinin yüksek olduğunu, bu yılın 7,8 veya 9 ayında sıcaklık rekoru kırılabileceği öngörüsünde bulundu. Özellikle sanayi öncesi döneme kıyasla neredeyse her gününün daha sıcak geçtiğini bildiren uzmanlar, "Çok büyük bir olasılıkla yeni bir kurak dönemin içindeyiz. Büyük olasılıkla ilkbahar aylarında en azından yaza kadar Türkiye'nin büyük bölümünde normallerinden birkaç derece daha sıcak olacak" uyarısında bulundu.
Su Kaynakları Tehlikede! Dikkatli Kullanım Çağrısı
İlerleyen günlerde Türkiye'nin kuzeydoğusu ve doğu Karadeniz dışında kalan bölgelerde normallerinden daha kurak koşulların etkili olabileceği uyarısında bulunan uzmanlar, hidrolojik ve tarımsal kuraklık nedeniyle su kaynaklarının çok dikkatli kullanılması gerektiği çağrısında bulundu.
Kuraklıkla Mücadele İçin Neler Yapılabilir?
Su Tasarrufu: Evde, işte ve tarımda su tasarrufu önlemleri alınmalı. Damla sulama gibi verimli sulama yöntemleri kullanılmalı.
Su Kaynaklarının Yönetimi: Mevcut su kaynaklarının daha verimli kullanılması ve yeni kaynakların araştırılması. Barajların ve su depolama tesislerinin inşası.
Kuraklığa Dayanıklı Ürünler: Kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin yetiştirilmesi teşvik edilmeli.
Bilinçlendirme: Toplumun su tasarrufu konusunda bilinçlendirilmesi ve su kıtlığı konusunda farkındalık yaratılması.
Yağmur Suyu Hasadı: Yağmur sularının depolanması ve kullanılması.
Kuraklık Kapıda! Bireysel ve Toplumsal Seferberlik Şart
Türkiye'nin en sıcak ikinci kışını yaşaması, kuraklık tehlikesinin ne kadar yakın olduğunu gösteriyor. Su kaynaklarımızı korumak ve gelecekte yaşanabilecek olumsuzluklara karşı hazırlıklı olmak için bireysel ve toplumsal olarak seferber olmamız gerekiyor. Su tasarrufu, sürdürülebilir tarım uygulamaları ve bilinçli tüketim alışkanlıkları, kuraklıkla mücadelede önemli rol oynayacaktır.
Comments