Türkiye’nin 2024 yılı, iklim değişikliği ile mücadelede önemli gelişmelere ve tartışmalara sahne oldu. Sivil toplum kuruluşları, Türkiye’nin bu alandaki adımlarını değerlendirerek bir "İklim Karnesi" hazırladı. Güneş ve rüzgar enerjisi kapasitelerini artırma hedefi gibi olumlu adımlar öne çıksa da kömür yatırımları ve fosil yakıt bağımlılığı eleştiri topladı.
Olumlu Adımlar: Yenilenebilir Enerji ve Adil Geçiş
Türkiye, 2035 yılına kadar güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesini dört kat artırmayı hedeflediğini açıkladı. Bu hedef, 2053 net sıfır emisyon yolunda önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın adil geçiş stratejisi hazırlığı, işçilerin haklarının korunması adına olumlu bir gelişme olarak değerlendirildi. Ancak bu hedeflerin ulusal enerji planlarına dahil edilmesi ve yenilenebilir enerji projelerinin doğa ile uyumlu şekilde planlanması gerektiği vurgulanıyor.
Eleştiriler: Kömürde Israr ve Fosil Yakıt Bağımlılığı
Afşin-Elbistan A Termik Santrali’nin genişletilmesi, kömürden çıkış tarihi belirlenmemesi ve nükleer enerji kapasitesinin artırılma planları, 2024 İklim Karnesi’nde olumsuz puan alan konular arasında yer aldı. Türkiye, Avrupa’da hala kömürden çıkış kararı almayan beş ülkeden biri olarak dikkat çekiyor. Çevresel etkileri yüksek bu tür yatırımlar, sağlık sorunlarını artırırken iklim hedeflerinden uzaklaşılmasına neden oluyor.
İklim Kanunu ve Eksiklikler
2024 yılında yürürlüğe girmesi beklenen İklim Kanunu taslağının hala Meclis’e sunulmamış olması, büyük bir eksiklik olarak değerlendirildi. Sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınmadan hazırlanan taslakta kömürden çıkış ve fosil yakıtların azaltılması gibi somut hedefler yer almıyor. Kanunun, biyolojik çeşitlilik ve ekosistemleri koruma, uyum mekanizmaları oluşturma ve bağımsız bir bilim kurulu tarafından denetlenme gibi maddeleri içermesi gerektiği belirtiliyor.
Nükleer Enerji: Pahalı ve Riskli Bir Bağımlılık
COP29’da açıklanan nükleer enerji kapasitesini üç katına çıkarma planı, kamu kaynaklarının verimsiz kullanımı ve çevresel riskler nedeniyle eleştiriliyor. Mersin’deki Akkuyu Nükleer Santrali’ne yönelik maliyet endişeleri de bu eleştirileri güçlendiriyor. Sivil toplum kuruluşları, bu kaynakların yenilenebilir enerjiye ve enerji verimliliğine aktarılmasının daha etkili bir çözüm olduğunu belirtiyor.
Sanayinin Karbonsuzlaşması: Yetersiz Hedefler
Demir-çelik, alüminyum ve çimento gibi karbon yoğun sektörler için hazırlanan düşük karbonlu yol haritaları, somut ve iddialı hedefler içermediği için yetersiz bulunuyor. Sanayide karbonsuzlaşmayı sağlayacak daha güçlü emisyon azaltım hedeflerine ihtiyaç duyuluyor.
Sonuç ve Öneriler
Türkiye’nin iklim politikalarını başarıya ulaştırması için sivil toplumun katılımı artırılmalı, fosil yakıt bağımlılığından çıkış tarihi belirlenmeli ve yenilenebilir enerji projeleri doğa ile uyumlu şekilde hayata geçirilmelidir.
Türkiye’nin 2024 İklim Karnesi, hedeflerle gerçekler arasındaki farkı kapatmak ve daha sürdürülebilir bir gelecek için atılması gereken adımları açıkça ortaya koyuyor.
留言